Kurbaganin 3 odacikli kalbi
Bugun arkadaslarimla konusurken fark ettik de AIESEC Yeni Zelanda'daki bircok kisinin sosyal anlamda cok basarili olmasinin yaninda analitik dusunce yetenegine sahip olmadiklarini.
Nedir analitik dusunce?
Analitik dusunce, bir konuyu, sorunu ya da problemi alt basliklarina ayristirip tumden gelimle ve her bir basligi ayri ayri irdeleyip elestirerek, ve her biri arasindaki baglantilari gercekci kanitlariyla ortaya koyarak, yani tume varimla dusunmek ve degerlendirmektir.
Biraz daha acik olmak gerekirse elimizde olan verileri algilayabilme sonrasinda bunlari birlestirip ortak bir kaniya bir sonuca ulasabilme yetenegidir. Yaptigimiz calismalarla basariya ulasamiyorsak bunun nedenini saptayabilme ve bununla ilgili yeni cozum onerileri yaratabilme olanagi saglar bize bu analitik dusunce yetenegi.
Genellikle muhendislerin bu analitik dusunme yetenegine sahip oldugu soylenmektedir ve is basvurularinda surekli olarak karsimiza cikip bize sahip olup olmadigimiz sorulmaktadir.
Zeka katsayisi(IQ) daha yuksek olan kisilerin duygusal zeka katsayisi(EQ) yuksek olan kisilere oranla daha fazla sahip analitik dusunce yetenegine sahip oldugunu gormekteyiz.
Peki kurbaganin 3 odacikli kalbiyle analitik dusunme yeteneginin IQ'nun EQ'nun ne alakasi var. Burada bu iki kavramin birlestikleri nokta gelip bizlerin surekli olarak elestirdigi egitim sistemimize dayanmaktadir.
7 yasinda okula basladigimiz ilk gunden itibaren, ozellikle OSS hazirliklari sirasinda daha da yogun bir sekilde elestirdigimiz hayatimizda bizlere hic zaman karsimiza cikmayacagina inandigimiz bazi konular bizim analitik dusunce sistemimizi gelistirdigini fark ettim. Benim de surekli olarak sorguladigim kurbaganin kalbnin 3 odacikli olmasinin bana neler katacagini, hayatimin hangi evresinde beni basariya ulastiracagini simdi biraz daha anlayabiliyorum.
Yeni Zelanda yada dunyanin bircok ulkesindeki egitim sistemi ogrencilerin bir alanda uzmanlasmalarini saglarlarken diger alanlarda kendilerini gelistirmelerini engelliyor ve bunun sonucu olarak topluma ya analitik dusunme yeteneginden yoksun yada cok zeki ancak sosyal olarak ozurlu bireyler yaratabiliyor.
Egitim hayatini devam ettiren bir birey 15 yasindan itibaren hangi alanda okumak istedigini seciyor ve o alanda uzmanlasmaya basliyor. Hayatina da lise hayati boyunca sadece sosyal zekasini yada zeka katsayisini arttiracak egitimi aliyor.
Ornek olarak birey bilgisayar muhendisi yada fizikci olmak istedigi taktirde kendini sosyal anlamda gelistirecek, entellektuel bilgi birikimini arttiracak konularda kendini gelistiremeyip sosyal iliskilerinde cok basarisiz bir birey haline gelebiliyor.
Universite yillarina geldiginde ise beyaz yakali olarak devam etmek istedigini varsaydiginiz birrey Turkiye'de bizlerin yaptigi gibi Isletme bolumunu secerek Yonetim, Iktisat, Insan Kaynaklari, Pazarlama, Hukuk, Is Etigi gibi konularin hepsini ogrenmek yerine sadece 1 yada 2 alanda (Pazarlama ve Satis yada Muhasebe) uzmanlasarak egitim hayatlarini bitiriyorlar.
Ford tarzi uretimde de gordugumuz uzmanlasma bir bireyin surekli olarak vida sıkmasini bu alanda uzmanlasmasini ve cok hizli bir sekilde gorevini yapabilme yetenegi kazanmasi ancak kendini farkli alanlarda uzmanlasmasini engellemektedir.
2 sistemin de yarattigi basarili sonuclar ve farkli sorunlar bulunmaktadir. Turkiye'deki egitim sistemiyle yetismis bir birey 1 alanda uzmanlasamaz ancak cesitli alanlarda kendini gelistirme imkani bulurken , Yeni Zelanda'da yetisen birey de sadece beyninin bir bolumunu gelistirip sosyal ozurlu yada analitik dusunme yeteneginden yoksun olabiliyor.
No Comments