twitter
    What I think, What I do

Archive for ‘April 2011’

Sonsuza kadar Turgay Demirel

Tahammülsüzüz hepimiz. Japonya'da ekonomik krizler olduğunda, usulsuzlukler ortaya çıktığında insanların intihar ettiğine dair haberler okuruz zaman zaman. İntiharın iyi bir şey olduğunu söylemek değil amacım. İnsanların şeref, haysiyet sahibi olduğunu, suçu kendinde aradıklarını, büyük bir suç işlediklerini düşündükleri için intiharı son seçenek olarakdüşündüklerini gösteriyor.

Ancak bizim insanımıza bakar mısınız. Akdeniz ikliminin en güzel meyvesinden gelen zeytinyağını örnek almışız kendimize. Herhangi bir sorunda hemen zeytinyağı gibi üste çıkmakta üzerimize yok. Bizler hiç suçlu olmayız, herkesi eleştirebiliriz ancak kendimizi asla...
Çünkü biz herşeyi doğru yaparız...

Bizim koltuklarımız kıymetlidir. Oturduk mu bir kere yerimizden kimse kaldıramaz bizi... Kaç tane siyasi lider gördük Cumhuriyet tarihinden beri. S.Demirel, B.Ecevit, N.Erbakan, T.Özal, M.Yılmaz, T.Çiller... 20'den fazla siyasi lider gelmez aklımıza.. Bir tek onlar yeter bize...

Şimdi ise yeni trend R.T.Erdoğan. Allah'ın izniyle 3. kez Başbakan olmak için adaylığını koydu.. 3. dönem başbakanlığında bir de başkanlık sistemi koyduk mu, 2 dönem de öyle devam eder. Sonrası malum, artık nereye gidersek..

Tabi, insanlar geldikleri makamdan kolay ayrılmadıkları için bir yerden sonra iktidar, güç kör ediyor gözlerini. Kendilerini eleştirmek mi? Haşaa... Kim demiş, nasıl eleştirirmiş. Eleştirenlerin hemen orada kelleleri alınaa.... Ne haddinize koskoca başbakanı eleştirmek. Bunun yeri ve zamanı değil.. Onlar yer ve zaman söyleseler de biz de kendi çapımızda eğlensek.

Ülkeye en tepeden bakınca olaylar böyle olunca haliyle diğer birimlerde de aynı sistematik alır başını gider..

Ne Beşiktaş Başkanı kabul eder eleştiriyi ne Basketbol Federasyonu Başkanı.. Şşşttt onlar başkan, muhalefet etmeyin.

2 Kupayı Umutma, vefasızlık yapma.
Dünya Basketbol Şampiyonasında final oynadık, saygısızlık etmeyin.

Yoksa Başbakanı mı yuhaladın. Stadyum yaptırdı bize..
Sanki cebinden verdi parayı, üstelik Ali Sami Yen arazisi...
Suussss... Her tarafta kameralar var. Gördüm seni başbakana ıslık çaldın, kombineni iptal ediyorum..
Ama hukuk, ceza...
Bak hala konuşuyor, kombineni iptal ettiğim gibi başbakanı protestodan içeri de attırırım.

Peki Turgay Demirel denilen dinazor için ne demeli?

Olayı Fenerbahçe boyutuna indirgemek istemiyorum. İndirsem neler söyleyeceğim ama şimdi değil. Anlatmak istediğim farklı..

Yıllardır yerinden kalkmadığı Basketbol Federasyonu'nda olumlu işler de yapmıştır zamanında ancak artık istenmediğinin, hata üzerine hata yaptığının farkına varmalı.

Taurasi olayını eline yüzüne bulaştırdıktan sonra Fenerbahçe camiasının altında ezildi. Şimdi tek parmak üzerinde oynatılıyor.

Fenerbahçe - Galatasaray Bayan Basketbol final maçının hakem rezaletinden tutun da daha dün Efes PİLSEN - FBÜlker maçına yolladığı hakem Engin Kenerman'ın yönetemediği, saçmaladığı en son olaylar çığrından çıktıktan sonra tribündeki seyircileri tehdit ederek liseli gençler gibi "Çıkışta bekliyorum" demesine varacak kadar aşağılarda gezindiği maça kadar Turgay Demirel sorunluluğu üzerine alıp, çıkıp gitmeli..

Maçta tek bir küfür olmaksızın yapılan protestolara bile katlanamayan hakemler var. Hangi hakla, bir hakem yada saha komiseri tepkisini gösteren taraftarı saha dışına almakla tehdit edebilir? Ama federasyon sen ne yapıyorsun diyeceğine sırtlarını sıvazlayınca suçlu yine tepki gösteren, sesini çıkaran taraftarlar oluyor..





Bugün Galatasaray - Beşiktaş maçında ise Galatasaray taraftarın "Demirel İstifa" demesinden rahatsız olan kralcı hakemler 2 kez anons yaptırıyorlar. Hazımsızlıklarına hukuksuzluk eklemişler kendileri... Küfürsüz, hakaretsiz, protestonun neresi hukuk dışı, lütfen bana izah edin. Neyse ki Barcelona'nın olduğu gibi beyaz mendil sallama kültürümüz yok, salonlara girerken sümüklü mendillerimizi bile almazlar içeri.

Ama hata bizde, yerimizden kalkıyoruz, salonlara basketbol izlemeye gidiyoruz, bir de yetmezmiş gibi beğenmediğimiz şeylere tepki gösteriyoruz. Otursak evde televizyonda ne varsa onu seyretsek ne güzel olacak herşey.


"Eğer taraftarlar olmasa tribünleri yönetmek çok kolay"

PS: Seslerini duyurmaktan çekinmeyen, kurallar dahilinde tepkilerini dile getiren herkese saygılar..



23 Nisan Çocukları

Bayramlar hiç bayram gibi geçmiyor nedense. Ah nerede o eski bayramlar diyemiyorum bile, çünkü benim çocukluğumda da bayram gibi geçmezlerdi. Üniversiteye kadar olan dönemde okula gidenler için hep aynı, ancak anlam yükleyemediğimiz, genellikle anlamadığımız şiirlerin okunduğu, okul müdürlerinin ve öğretmenlerin hep aynı olan ama hiç anlamadığımız şekilde konuşmalar yaptığı zamanlardı bayramlar. Bir de işkence olan stadyum gösterileri var ki, şanslıyım herhalde fazla müdahil olmak zorunda kalmadım.


Bugün 23 Nisan, Neşe doluyor insan....

Nedense 23 Nisanlarda çok neşe dolmuyor insanın içi. Zaten Ulusal Egemenliğin unutulduğu sadece "Çocuk Bayramı" olarak kutlanan 23 Nisan günlerinin çocukları da tatmin edici, bayram havası estirdiğini düşünmüyorum.

Her gün çocuk tacizlerini, tecavüz haberlerini normal karşılamaya başladığımız, Hüseyin Üzmez gibi binlerce şerefsizin hak ettikleri cezaları çekmedikleri bir Türkiye'de yaşıyoruz. Okula gitmeden çalışmak zorunda olan, biraz şanslılarsa okula gidip oynamaya fırsat bırakılmadan ellerine ezberlemek üzere test kitapları verilen çocuklar var karşımızda. Çünkü onların sorgulamaya, araştırmaya ihtiyaçları yok. Şifrelerini çözmeleri gereken, ezberleyip hazırlanacakları bir yarış var karşılarında.

Bizlerse 23 Nisan sizin bayramınız diyip, 5 dakikalığına 1 çocuğun başbakanın koltuğuna oturup "Şimdi başbakansın ister asarsın, ister kesersin" denilerek siyaseyi, Türkiye'nin gerçeklerini anlamalarını, bayramlarını kutlamalarını istiyoruz onlardan.


Bizlerin çocuk olduğu dönemde en azından Barış Abi'miz vardı bizim. Bizleri anlayan, bizlere söz veren konuşturan, üzerimizden prim yapmak yerine bizlere nasihatlarda bulunan. Ispanak yememizi öğütleyen, karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmamızı sağlayan, arabanın arkasında oturmamızı sürekli hatırlatan...

Şimdi ise Acun Ilıcalı gibi tarikat tarafından büyütülerek çocuklar üzerinden prim yapan, onların kendi yaşlarından 20 yaş büyük kostümlerle sahneye çıkarmak isteyen ailelere imkan veren, dünyanın her yerini gezip, gezdiği yerlerdeki bikinili kızlarla röportajlar yapan.

Oysa ki Barış Abi, Dönence ile dünyanın her yerini gezip, oraların güzelliklerini, tarihini anlatırdı. Japonya'da verdiği konserde 2 ülke bayrağını eline alıp şarkılar söyleyerek barış mesajları verirdi adı gibi. "Adam Olacak Çocuk" programında ise adam gibi adam olacak çocuklar olmamızı sağlayacak şekilde iletişim kurardı bizlerle. Bizim jenerasyonumuzun en büyük şanslarından bir tanesiydi Barış Abi.



23 Nisan 1920 tarihinde K. Atatürk önderdiğinde, Ulusal Egemenliğimizi, halkın egemen olduğu yönetim biçimine kavuştuk. Başbakanların asıp kestiği değil.. Çocuklara ise, sahip olduğumuz bu egemenliği daha iyi anlayıp, sahip çıkmaları için armağan edilmiştir.

Ulusal egemenliğe adam gibi adam olacak çocukların sahip çıkması dileğiyle..

23 Nisan Ulusal Egemenlikve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun



Evlenme Teklifi

Videoyu, bir arkadaşımın "Çook romantik" yorumuyla beraber gördüm ilk olarak Facebook'da. Dünya'yı dolaşıp, kazandığı mil puanlarıyla uçuşlarının bir kısmını bedavaya getiren, gittiği yerlerde arkadaşlarına farklı sözcükler söyleterek Evlenme Teklifi eden arkadaşın evlilik teklif ettiği videoyu.




Daha Facebook'da dolaşmaya başlayalı 1 gün olmasına rağmen, "Olm öyle evlenme teklifi mi edilir", "Sen dünyayı dolaşırsan, kesin aldatmışsındır", "Böyle saçma video mu olur" yorumları dönmeye başlamış bile.

Videoyu ilk seyrettiğim anda viral koktuğunu farketttim ancak tabi tek ben değilim bu farkındalığı yaşayan. Pazarlama yada Sosyal Medya ile ilgilenen hemen herkes ufak bir araştırma sonucu yapılan videonun Türk Havayolları'nın uçuş kartı Miles&Smiles tarafından hazırlanan bir viral olduğunu kolayca farketmiştir diye tahmin ediyorum.

Ancak, daha ortaya çıktığı ilk günde bu kadar çok konuşulan, anlayanların şimdiden, henüz anlamayanların yakında çok konuşacağı Miles&Smiles benim şimdiye kadar hatırladığım, Türkiye'de en büyük etkiyi bırakmış olan viral çalışmasına imza atmış olacaklar diye tahmin ediyorum.

Aşağıda linkini yazdığım bloga bakınca uzun zamandır yapılan bir çalışmanın sonucu olduğunu görebiliyoruz videonun.


Bu arada videoyu seyreden AIESEC'li arkadaşlar benimle aynı şeyleri düşünmüşlerdir diye tahmin ediyorum. Evet, dünyanın bilmemkaç ülkesini gezmemize gerek yok evlenme teklifi ederken böylesine bir video hazırlamak için. Zaten bu ülkelerdeki arkadaşlarımızdan istediğimiz videolarla kolayca hazırlayabiliriz.

Hatta benim aklıma aşağıdaki tarz videoları da getirdi bu.



Fuck it


I started reading a book named "Fuck it". It is fun to carry a book in your hand at work written on "Fuck it". People don't judge you because it is rude. It is literature, what can I do? Fuck it man..

It is about this philosophy "Fuck it, just do whatever you makes you happy". Do not care what other people think, do not think about the consequences, try to relax and be happy.

I loved the part says fuck is a good word actually. It is the rude word for sex. People love sex. So, nothing wrong about saying Fuck it.




After I started reading the book and look at their website I can that it is like "Secret". Philosophy is great but do not try to read whole book in once. It is good to say "Fuck it" sometimes but this guy looks like trying to get money from this philosophy. Fuck it about loosing weight, eat "Fuck it" chocolates, come to our seminar or buy my book.

Fuck it man..

I like to show my colleague the cover page of the book when she get stressed during the day and it actually work. Just relax and remember nothing is more important than you. Fuck the rest


PS: I am reading the Turkish version of the book "S.ktir et"

PS 2: It is easy to say in English than my native language, don't know why =)





Who is Most Typical ?

National Georgraphic started its 7 Billion People series in early 2011. They published another video about "The most typical person". In the beginning I was worried that I would be one of the most typical man but luckily I am not a Chinese.


Having 0 Rh (-) blood type from a A Rh (+) dad and ARh (+) mom, I don't think that I am a typical person. Don'T make adoption jokes. I did a lot but my parents seriously offended a lot =)

Anyway let's see the most typical person in the world