Hayat ne kadar garip, vapurlar filan..
"Fi tarihinde sevgili erdem bey tarafından bir şaşkınlık anında kuruluvermiş cümledir. lakin öyle manidar durup da alttan alttan boş ve dahi gereksiz bir tümcedir ki,bu durum cenkerdem tarafından da çevikçe farkedilip pek sık kullanılır bir hal almasına neden olmustur sözkonusu tümcenin..üstelik cenk bey her fırsatta erdem beyın yuzune huykurur bu sözü..-hayat ne garip di mi erdem bey,otomobiller falan.." diye bir yazı çıkıyor ekşisözlük'te karşımıza.
"Türkiye garip. Vapurlar, depremler, terör, siyasiler, bölünme korkusu, ırkçılık, fakirlik, adaletsizlik. Herşeye rağmen yaşamaya çalışmak"
Son birkaç haftada Türkiye gündemi o kadar hızlı şekilde değişti ki günden güne, yabancı arkadaşlarım Türkiye ile ilgili bir soru sorduklarında bir hafta öncesinde olan bir olayı biz çoktan unutmuş oluyoruz.
Türkiye hiç olmadığı kadar 2 kutuplu hale geldi hemen her konuda. Daha önce hiç duymadığımız kadar Kürt Türk ayrımı duymaya başladık. Geçtiğimiz hafta resmi rakamlara göre
24 şehit verildi, birçokları ise bu sayının
80'in üzerinde olduğunu söylüyor. Tabi 1 şehit, 24 şehit yada 87 şehit arasında herhangi bir fark bulunmuyor. Herkes haberlerde izliyor, eğer şehit sayısı 1 ise üzülmemek için kanalı değiştiriyor, 5 ise kızıp küfür ediyor, 24 olunca Facebook profil fotografını değiştiriyor, değiştirmeyenlere kızıyor ama 1 hafta sonra herkes kendi hayatlarına dönüyor. Yine ateş düştüğü yeri yakıyor, o çocukların aileleri çocuklarının fotograflarını salonlarının en güzel yerine asarken siyasiler kendi kavgalarına dönüyorlar.
Başbakan basını topluyor. Konu ile ilgili haber yapmayın diyor. Basın da hayhay
diyor.
Bazıları soruyor. Neden terörist ataklar önceden belirlenemedi, bu kadar kolay mı 8 ayrı noktada eş zamanlı operasyon yapmak TSK'ya karşı.. Meğer Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı terör örgütü üyesi olmaktan
tutuklanmış, görevinin başında değilmiş.
Adalet her zaman öyle işlemiyor. Aynı hafta içinde yoksullara yardım etmek için toplanan yaklaşık 15 Milyon lira parayı afiyetle yiyen Zahit Akman ve 5 arkadaşı "3 aydır tutuklular, fazlası ceza olur" kararıyla serbest bırakılıyor.
Unutmadan bugün itibariyle Tuncay Özkan'ın tutuklanmasının 37. ayını da kutlayabiliriz. Tabi kimin kaç ay tutukluluk süresinin ceza olacağı bünyeye göre farklıdır.
Bakanlar Kurulu bakıyor bütçe açığı var. Düşünüyorlar ne yapsak. Fikrim geldi diyor birisi. Alkolden sigaradan aldığımız vergilerden vergi alalım. Zaten sigara içmesinler, içkiyi de az içsinler, içecek yer de kalmadı pek...
Başbakan diyor ki "Ferrari'ye değil, Fiat'a binsinler". Fiat'ın fiyatına da zam gelmiş. Yunanistan olmamamız için herşey...
Başbakan'ın 80 yaşındaki annesi ölünce 1 hafta yarışma programına ara verenler, üzüntülerinden dokağa çıkmayanlar gencecik askerler şehit olunca duyarlılığını kaybediyorlar.
Depremler oluyor. Depremde insanlar ölüyor, yardım kampanyaları başlıyor, o sırada birisi çıkıyor diyor ki "Güzel oldu, sırada doğudaki diğer şehirler".
Sanatçılar çıkıyor diyorlar ki ölen PKK'lılara üzülüyorum, BDP'li Belediye Başkanı teröristlerin taziyesine gelinmiyor diye kızıyor. 1 hafta sonra terörist taziyesine gitmeyenlere kızan Başkan yardım gönderin diyor.
Bu arada İsrail Başkanı bölgeye yardım etme teklifi ile arıyor Cumhurbaşkan'nı. Teşekkür ediyor, ülke dışından yardıma
İnşallah ihtiyacımız olmaz
diyor Cumhurbaşkanı.
İnsanlar ölüyor bu ülkede, insanlar yoksul, insanlar anlamıyor birbirini, insanlar sevmiyor birbirini, insanlar mutlu değil...
Evde üşüyorum, hava soğumuş. Üzerime battaniye alıyorum, kaloriferi yakıyorum, geceyi dışarıda geçirecekler deprem bölgesindekiler yada sabaha sağ çıkıp çıkmayacağını bilmeden operasyona giden askerler.
Türkiye garip çok değişkenli.
Özellikle bu sene herşey mi üst üste geliyor?
Yoksa 2011 lanetlenmiş mi?
2012 olsa herşey düzelir mi ?
Yoksulluk biter, barış olur mu?
İnsanlar ölürken, acılar çekilirken hayattan zevk almak suç mu ?
Ne kadar iyilik yapmamız gerekiyor yatağa rahat girmemiz için?
Deprem bölgesine cep telefonu ile yollanacak bir mesaj rahatlatır mı içimizi yada Facebook profil resmimi değiştirsem dindirir mi acılı annelerin acısını ?
Kaç para bağışlamamız lazım içimizin rahat etmesi için Afrika'nın ücra köşesinde yatağa aç giren bir tane bile çocuk varsa...
Peki dünya güzel mi hala...