Daha önce karar vermiştim körü körüne, partizanlık yapmaksızın referandumda vereceğim kararı inceleyerek vereceğime. Zaten biz değil miydik her zaman körü körüne, cemaatler gösterdi diye, 1 poşet kömür verildi diye körü körüne oy verenlere kızan. Hatta bir anayasa değişiklik paketinin oylanacağı referandumu boy, pos kavgası karıştırıp oy toplamaya çalışanlara kızanlar.
Neyse, indirip Anayasa Değişikliği Karşılaştırmalı Teklif Paketini karşılaştırmaya ve bilgimin yettiğince değerlendirmeye çalıştım.
Paketin tüm maddelerinin üzerinden tek tek geçtiğimiz taktirde bazı maddeler dışında olumlu değişiklikler olduğunu görmek çok mümkün. Bunlara çocuklar, kadınlar ve engellilerle ilgili pozitif ayrımcılık içeren, sendikal yeni hakların içeren maddeleri örnek verebiliriz. Ancak bunlarla beraber AKP'nin bugüne kadar sürekli olarak kısıtladığı özel hakların gizliliğini anayasal olarak koruma altına almak istemesi bana biraz ironik gözüktü.
Peki bu bahsettiğimiz maddeler referanduma gerek duyulmaksızın meclis kararıyla değiştirilemez miydi, bunu sorgulamak gerekiyor. Hem de bütün partilerin ortak kararıyla geçirilebilirdi ancak bizlerin oylaması gereken maddeler arasında
Madde 146 Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçimini
Madde 159 Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun üyelerinin seçimini
belirleyen 2 madde bulunuyor. Bu maddeler yargının üyelerinin seçimlerinde Adalet Bakanlığı ve TBMM'nin söz söyleyeceği, dolayısıyla güçler ayrılığı ilkesinin kesin bir şekilde ihlal edildiğini görüyoruz.
Bunun dışında zaten bu 2 maddenin HAYIR oyu vermek için yeterli olmasına rağmen parti kapatmaları ile ilgili
Siyasî partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Bassavcısının talebi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan her bir siyasî partinin beser üye ile temsil edildigi ve Meclis Baskanının baskanlıgında olusturulacak Komisyonun üye tam sayısının üçte iki çogunlugu ve gizli oyla verecegi izin üzerine açılacak dava, Anayasa Mahkemesince kesin olarak karara baglanır. Komisyonun bu kararı, yargı denetimi dısındadır. Reddedilen izin basvurusunda ileri sürülen sebepler, hiçbir sekilde yeni bir basvuruya konu olamaz. Siyasî parti gruplarında ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde izin konusunda görüsme yapılamaz ve karar alınamaz.
madedsi bana sanki manidar geldi.
O yüzden Egemen Bağış ve Ertuğrul Günay HAYIR oyu verenler için aptal demiş ancak ben yine aptallık yaparak HAYIR diyorum.