Eskiden sokak futbolu vardı. İki taş yan yana konulurdu, futbol oynanırdı. Köşedeki okulun kırık potalarında basketbol oynanırdı. Biz küçüktük o zaman.
Ertuğrul Beşiktaş'a transfer olduğunda transfer ücreti olarak 100 Milyar (100.000TL) ödenmesi bizi şaşırtmıştı o dönemde.
Sonra sponsorlar geldi, takımların forma reklamları için Milyon Dolarlar telaffuz edilmeye başlandı. Takımların daha büyük gelirleri oldukça oyuncularına daha fazla para verir oldular. Artık yeterince gelir yaratamayan, transfer yapamayan takımlar yavaş yavaş yerlerini alttan gelenlerle değiştirdiler.
Sonra transfer ücretleri arttı, metrobüse binen Necip bizlere garip gelmeye bşaladı. Çünkü bütün oyuncuların Milyon Dolarlar alıp Ferrari'lere binmesi gerekiyordu. Ancak bunun için ne gerekiyordu.
Yayın haklarını şifreli bir kanala verip maçları izlemek için para vermek, desteklediğimiz takımın renklerine sahip bir forma için 100TL para vermek gerekiyordu.
En sonunda bu paralar da yetmedi, stadyumlarımızın, salonlarımızın hatta takımlarımızın isimlerini değiştirmemiz gerekiyordu.
Onu da başardık. Ülker artık Beşiktaş basketbol şubesine sponsor olmayacağını belirttikten sonra bütün yaz boyunca sponsor arayan Beşiktaş basketbol şubesine en sonunda "Vefakar!! Başkan" Yıldırım Demirören 'in şirketlerinden Milangaz sponsor oldu.
Cebinden çıkarıp kulübe borç vermesindense, sponsor olması bana göre daha kabul edilebilir bir davranış ama Akatlar Arena'ya bu kulübe yıllar boyunca gönül vermiş bir kişinin isminin değil de bir tüp markasının verilmesi tabi ki üzüntü verici.
Saldır Beşiktaş Milangaz.. Yeter bize bu gaz...
Burası Milangaz Arena, Buradan çıkış yok!!!